Rotamız Mutluluk
 /  Gezinti Bağlantılarını Atla
Ana Sayfa /
Otizm /
Otizmde Bilmeniz Gerekenler

Otizm spektrum bozukluğu, belirtileri 0-3 yaş arasında ortaya çıkan ve ömür boyu devam edebilen ve son verilere göre 44 çocuktan birinde görülen nöro-gelişimsel bir bozukluktur. Fakat son yapılan çalışmalarda bilim insanları küçük yaşta tespit edilen ve yoğun terapi alan bireylerin tanısının kalkabileceğini ortaya koymuştur. Bu bireyler aldıkları eğitimle kendi akranlarının gelişim düzeyine ulaşabilmektedir. Karşılıklı sosyal etkileşim, göz kontağı oluşturma, dil ve iletişim kurma becerilerinin olumsuz etkilendiği sınırlı ilgi, rutine aşırı bağlılık ve tekrarlı davranışların görüldüğü bir durumdur.

Ailelerin ilk şikayetleri konuşmama, isme tepki vermeme, göz kontağı kurmama gibi belirtilerdir. Yakın çevre tarafından söylenen “babası da geç konuştu”, “küçükken annesi de bireysel oynardı” gibi basma kalıp düşüncelerden kurtularak gelişimsel sürecin hızlı ve efektif yürümesi açısından erken teşhis için uzmana başvurulmalıdır.

Otizmin nedeni hala tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin etkili olduğu araştırmalar sonucu ortaya konmuştur. Fakat çocukluk çağında uygulanan aşıların ve 1950’lerde öne sürülen çocuklarına uzak, ilgisiz kalan, yeterince uyarım sağlamayan “buzdolabı anneleri” düşüncesinin otizme neden olmadığı belirtilmiştir.

Günümüzde OSB’nin görülme olasılığındaki artışın nedeni toplum bilincinin ve klinik ortamının otizm farkındalığındaki artışıdır. Tanı kriterlerinin belirlenmesiyle birlikte bilinçli ebeveyn ve klinisyenler sayesinde erken tanı ve müdahale sağlanmaktadır. Bilinenin aksine 3 yaş ve sonrasında değil dikkatli gözlem ve değerlendirmeyle 12-18. aydan itibaren riskler belirlenebilir.

OSB olan çocukların çoğu duyusal entegrasyon sorunu yaşamaktadır. Belli uyaranlara karşı aşırı hassas olanlar kadar bu uyaranlara karşı ilgisi ve arayışı olan çocuklarda vardır. Dokunsal, işitsel, görsel, koku ve tat uyaranlarına karşı eşiğin düşük olması nedeniyle bu uyaranlardan rahatsızlık hissedip tehdit olarak algılayabilmekteler. Bu tarz durumlar karşısında kendilerini ifade etmekte güçlük çeken otizmli çocuklar davranış problemi gösterebilmekte. Bağırma, ağlama, zarar verebilecek öfkeli davranışlar, inatçılık, öfke nöbetleri geçirme gibi davranış problemlerini tetikleyen durumlar tespit edilerek regülasyon sağlanmalıdır.

Otizmli çocukların dil ediniminde güçlük yaşaması veya kazanmış olduğu dil becerilerindeki gerileme de kendilerini ifade etmesini zorlaştırmaktadır. Bunun yanında kelime dağarcığı, tekrarlı sözcük kullanımı dediğimiz ekolalik konuşma, iletişimi başlatmada ve sürdürmedeki zorluk etkileşim problemi ortaya koymaktadır. Konuşma sorunu yaşayan çocuklar kendilerini ifade etmek için vücut dilini kullanarak tepkilerini ortaya koyarlar. İstediklerini ifade etmek için “göster” yönergesini uygulamaktadırlar. Bu nedenle çocukların beden diline, jest ve mimiklerine dikkat edilmelidir. Günlük hayatta kullanıma yönelik karmaşık kelime ve cümle yapılarından uzak net söylemler kullanılmalıdır. Gerektiğinde çocuktan yapması istenilenler için rol model olunup istenilen gösterilmeli ve tekrarlaması sağlanarak öğrenme kolaylaştırmalı.

Sözsüz/sözlü uyaranlara cevap verme, sosyal dikkati sağlama ve etkileşime katılmayı gerektiren becerilerdeki yetersizlik sosyalleşmede sorun yaşanmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle otizmli çocuklar olabildiğince akran ve yetişkin ortamına katılımı desteklenmeli. Yapamadıklarından çok yapabildiklerine odaklanılarak cesaretlendirilmeli.

Otizmli çocukların en az bağımsız olmaları için gerekli ve yaşına uygun özbakım, zihinsel, sosyal ve iletişim becerilerini kazanmaları için özel eğitim verilmelidir. Duyusal modülasyon problemleri, el-göz koordinasyonu, kaba ve ince motor beceriler, postüral denge ve birçok fonksiyon için duyu bütünleme terapisi tedavi içeriğinde olmalıdır.


 

 


Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon l Yazılım K7