Dil, bilgi iletmek için, sınırsız birleşimi olan istemli sembollerin kullanıldığı karmaşık bir iletişim sistemidir. Dil, duygusal ve sosyal iletişimin en önemli birimlerinden biridir. Dil gelişim yolculuğunda çocukta önce alıcı dil, ardından ifade edici dil gelişir ve bu şekilde konuşma gerçekleşir.
Alıcı Dil
Alıcı dil, çevresel uyaranların anlaşılmasını ifade eder. İfade edici dil ise çocuğun bu uyaranlara karşı tepkiler vermesi demektir. Örneğin 1-2 yaşlardaki çocuk için alıcı dil, sorulduğunda vücudunun bölümlerini gösterebilmesi; ifade edici dil, “burun” “göz” demesidir. Alıcı dil, dışarıdan gelen seslerin, tepkilerin anlaşılmasını ifade eder. Alıcı dil becerileri ne kadar gelişmiş olursa, konuşmayı öğrenme süreci o kadar iyi olacaktır. Çocuklar sesleri takip ve taklit ederek konuşma yeteneklerini kazanırlar. Çocukların konuşma gelişimlerinin belli amaçları vardır. 4-6 ay arasında ses tonundaki değişiklikleri fark etmeye başlar. 7 ay ile 1 yıl arasındaki dönemde de konuşmadaki belli sesleri ayırt etmeyi başarır ve “gel, git” gibi basit komutları öğrenebilir. 1-2 yaş döneminde ise çocuklar 50 ile 100 arasında kelimeyi anlayabilmekte, vücut bölümlerini öğrenebilmektedir. Çocuklar 2 yaşından sonra yarı-anlaşılır bir dille konuşmaya başlarlar. Tüm bu süreç doğru işlemiyorsa ve çocuk yaşına göre göstermesi gereken gelişimi göstermiyorsa alıcı dil becerilerinin gelişmesi için ayrıca faaliyet gösterilmesi gerekebilir. Çocuğun konuşma gelişimi gösterememesi durumunda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Erken yaşlarda başlayan özel eğitim çocukların konuşma becerilerini kısa süre içinde kazanmalarına yardımcı olabilir. Özel eğitim süreci çocuk için ne kadar erken süreçte başlarsa, konuşma yeteneğinin ve alıcı dil becerilerinin kazanılma süreci o kadar etkili olacaktır.
İfade Edici Dil
İfade edici dil, çocuğun duygu ve düşüncelerini sözcük ya da cümlelerle ifade etmesidir. İfade edici dilin ön koşulu alıcı dildir. İfade edici dil becerisi; çeşitli sesleri üretme, sesleri bir araya getirerek sözcük ve cümleler oluşturabilme ve doğru dil örüntülerini kullanarak, istek, duygu veya düşüncelerin dil aracılığıyla diğer bireylere aktarılması olarak tanımlanmaktadır. İfade edici dil becerileri kapsamında konuşma ve yazma becerileri yer almaktadır. Çocukların, nesnelerin isimleri, fiil sözcükleri (yürümek, koşmak, zıplamak gibi) ve duyguların isimleri (mutlu, üzgün, kızgın gibi) gibi çeşitli kavramları kullanarak konuşma yapan ve nesneleri daha fazla detay ile birlikte tanımlayan yetişkinlerle iletişim içerisinde olması onların sözcük dağarcıklarının gelişmesini sağlamaktadır. Temel dilbilgisel yapılar ise çocuklar duyduklarını genelledikçe başlamaktadır. Bu nedenle konuşma becerisinin doğru, kural ve tekniklere uygun olması için çocukların dil gelişimi için oldukça önemli bir husustur.