Almanya’da 3 yaşındayken doktorların ’konuşamaz’ dediği 7 yaşındaki Yavuz Selim için ailesi, aradıkları umudu Türkiye’de buldu. Çocuklarının aldığı eğitimle konuşmaya başladığını gören aile, 3 yılda 10 kez Türkiye’ye geldi.
Almanya’nın Stuttgart kentinde yaşayan Havva ve Servet Ekiz çiftinin 7 yaşındaki oğulları Yavuz Selim’e, 3 yaşında konuşma geriliği ve gelişim bozukluğu teşhisi konuldu. Yavuz Selim’in konuşması için hastane hastane gezen çift, yaşadıkları ülkede uzun çabalarına rağmen çocukları için bir umut bulamadı. Bir süre Almanya’da işaret dili eğitimi alan Yavuz Selim’in konuşamayacak olmasını kabullenemeyen Ekiz ailesi yeni arayışlar içerisine girdi. Umudunu yitirmeyen aile, sosyal medya üzerinden yaptıkları araştırmalarda anne Ekiz, Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile karşılaştı. Merkezde benzer problemlerde çocukların büyük gelişim kaydettiğini gören Havva Ekiz, 3 yıl önce oğlu Selim ile Türkiye’nin yolunu tuttu. Merkezde eğitimine başlanılan Selim, 1 haftalık eğitimle 4 yaşında ilk kez “Baba” dedi. Oğullarında gördükleri gelişim karşısında büyük sevinç yaşayan Ekiz ailesi, her fırsatta Türkiye’nin yolunu tutuyor. 3 yılda 10 kez Türkiye’ye gelerek rehabilitasyon merkezimizde eğitim alan Yavuz Selim’in davranış problemleri büyük ölçüde azaldı, konuşmaya başladı. Çocuklarının gelişimi karşısında büyük mutluluk yaşayan aileler, çocukları aynı durumda olan ailelerin umutlarını yitirmemesi gerektiğini söyledi.
“’Baba’ kelimesi, bizim buraya devamlı olarak gelmemizin işaretiydi”
Her fırsatta Türkiye’ye gelerek eğitim aldıklarını ve oğlunun büyük gelişme gösterdiğini ifade eden anne Havva Ekiz, “Oğlum Selim’e 3 yaşındayken global gelişim bozukluğu teşhisi konuldu. Selim’in bebeklik süreci çok zor süreçten geçti. Çok ağlıyor, çok bağırıyordu, davranış problemleri, sinirsel süreçlerimiz oluyordu. Çaresizliğimden, oğlum 4 yaşındayken sosyal medyadan araştırma yaptım ve burayı buldum. İlk gelişimizde 10 günlük bir süreç için geldik. 10 günlük süreçten önce Selim’in çıktısı ‘anne" oldu. Bu 10 günlük süreçten sonra duyduğumuz en güzel kelime ‘baba’ oldu. Baba kelimesi de bizim buraya devamlı olarak gelmemizin bir işaretiydi. 1 aylık, 2 haftalık, kış sezonu, yaz döneminde her bulduğumuz fırsatta babası ile dönüşümlü olarak buradayız. Bir anne olarak duygularımı hiçbir zaman ifade edemem. Çünkü çok mutluyum. Buradan döndüğümüzde aldığım tepkiler bana enerji veriyor. Oğlumla gurur duyuyorum” dedi.
“Tarif edilmez bir duygu”
Oğlundan 4 yıl sonra ‘baba’ kelimesini duyduğunda büyük sevinç yaşadığını belirten baba Servet Ekiz ise, “Oğlumun şu an kullandığı kelimeler, buraya gelmeden önceki sürece göre çok farklı. Sorgulayıcı oldu. Artık soru-cevaptan ileri geçirerek, sorgulayıcı cümleler de kurmaya başladı. Baba kelimesini söylediğinde açıkçası beklentim o kadar yoktu. Ben de bir mesafeliydim. Bütün ailelerin ilk başta yaşadığı gibi bir endişe vardı. Ama baba kelimesi çıktıktan sonra, bunun hiçbir maddi karşılığı olmayan bir sevgi olduğunu gördüm. Bunun asla bir karşılığı olmuyor. Eğer çocuk istekli bir şekilde baba kelimesini kullanıyorsa ne güzel. Tarif edilmez bir duygu. Bizler bu şekilde mutluyuz. Ben bu şekilde çok mutlu oldum” diye konuştu.
“Daha önce hiç ‘ağabey’ dememişti”
Kardeşinin Türkiye’ye gelmeden önce büyük sorunlar yaşadıklarını ve eğitimin ardından güzel vakit geçirmeye başladıklarını belirten “Beni ısırıyordu, dövüyordu, şımarıyordu, sinirleniyordu. Buraya geldikten sonra çoğu konuda artık eskisi gibi değil. Seviniyoruz. Onun için her zaman gelmeyi düşünüyoruz. Daha önce buradan Almanya’ya döndüğünde kardeşimi çok özlemiştim. Geldiklerinde, ‘ağabey nasılsın’ dedi. Sevindim, onu duyunca çok duygulandım. Daha önce hiç ağabey dememişti. O gelişinde beni sevindirdi. Eskiden yaşayamadığım çocukluğu kardeşimle rahatlıkla yaşıyorum” şeklinde konuştu.
“Bizim gibi ailelerin cesaretlerini toplayıp buraya gelmelerini tavsiye ediyorum”
Aynı durumda olan ailelerin umudunu yitirmeden Türkiye’ye gelmesi gerektiğini belirten Meryem Gül Ekiz, “Burası Selim’e çok iyi geldiği için biz yaz tatilini burada geçirmeyi tercih ediyoruz. Selim buraya ilk geldiğinde ‘baba’ bile diyemiyordu. Bana hala ‘abla’ diyemiyor. Meryem diye sesleniyor. O bile çok sevindiriyor bizi. Almanya’ya döndüğü zaman burayı çok özlüyor. Burayı evi olarak görüyor. Almanya’yı yurt dışı olarak görüyor. Çok gurur duyuyoruz. Burada vaktini severek harcadığı ve gelişmelerini görünce seviniyoruz. Bizim gibi ailelerin cesaretlerini toplayıp buraya gelmelerini tavsiye ediyorum. Buradaki yaşayacağınız tecrübeler unutulmaz olacaktır. Buna eminim” ifadelerini kullandı.